Sayın Editör,
Derginizin 2018 yılı 2. sayısında yayınlanmış olan “Çocuk Yoğun Bakımda Beyin Ölümü Tanısı Konulan Hastaların Değerlendirilmesi’’ başlıklı makalemizle ilgili olarak Dr. Osman Yeşilbaş ve Dr. Selçuk Uzuner tarafından yazılmış olan “Daha Sık Konulması Gereken Tanı: Beyin Ölümü” başlıklı editöre mektubu büyük bir keyif ile okuduk. Makalemize gösterdikleri ilgiden dolayı Dr. Osman Yeşilbaş ve Selçuk Uzuner’e teşekkür ederiz.1 Meslektaşlarımızın, hipotansiyon nedeni ile apne testinin tamamlanamadığı hastalarda “inotropik ve/veya vazopressör ilaç enfüzyonu başlanarak ve enfüzyon dozları test esnasında arter tansiyonuna göre dinamik olarak ayarlanarak” apne testi tekrarlanabileceği görüşü doğru olduğu gibi beyin ölümü tanısını da hızlandıracak bir uygulamadır.1,2 Yine sayın yazarların da dikkat çektiği gibi, klinik ve muayene bulguları beyin ölümü ile uyumlu olup aynı zamanda apne testi pozitif olan hastalara ek test yapılmasına gerek yoktur.2 Ancak çocuk hastalarda ve özellikle de hemodinamileri bozuk hastalarda beyin ölümü tanısı ve süreç zor olmakta, hekimler daha temkinli davranabilmektedir. Sayın yazarlarında belirttiği gibi çalışmamızda, beyin ölümü tanılarında hastanemizde transkraniyal Doppler ultrasonografi (USG) alanında deneyimli radyoloji uzmanı olması, transkraniyal Doppler USG’nin özellikle hemodinamisi bozuk hastalarda hasta başında yapılabilen, girişimsel olmayan, tekrar uygulanması kolay bir test olması ve hastalarımızın çoğunun hemodinamilerinin bozuk olması nedeniyle bazen apne testi ile birlikte yapılması şart olmasa bile transkraniyal Doppler USG’si yapılan hastalar olabildiği görülmektedir.2 Ülkemizde ve dünyada, 50 yılı aşan beyin ölümü tanısı ve organ nakli konusunda çok yol kat edilmiş olsa da çocuklarda beyin ölümü tanısı konulması ve organ vericisi olma oranı erişkinlerin gerisinde kalmaktadır.3,4 Beyin ölümü tanısı konulsa dahi özellikle çocuk hastalarda beyin ölümü tanısı sonrası organ verici olma oranı çok değişkenlik göstermektedir.5-7 Organ bağışını artırabilmek için beyin ölümü farkındalığının artması ve beyin ölümü tanısı konulan hasta sayısının artması gerekmektedir. Bu nedenle de gerek makalemiz gerek de sayın Yeşilbaş ve Uzuner’in katkıları beyin ölümü farkındalığının artması konusunda çok önem taşımaktadır. Her iki yazara da katkıları için tekrar teşekkür ederiz.
Saygılarımla.