ÖZET
Sonuç:
Hemovijilans sistemi transfüzyonların kalitesini ve güvenliğini artırmaya yönelik bir araç olarak ortaya çıkmıştır. Bu çalışma kritik hasta çocuklara bakım veren hemşirelerin bilgi eksikliklerine ilişkin veri sağlamaktadır. Sağlık personeline yönelik gerek ulusal düzeyde gerekse hizmet içi eğitimlerin transfüzyon konusunda bilgi düzeylerini artırılarak hemovijilans uygulamalarına katkıda bulunacağını düşünmekteyiz.
Bulgular:
İnternet üzerinden gönderilen anketi toplamda 45 kişi yanıtladı. Çalışmaya katılanların %88,9’unun lisans ve yüksek lisans tamamladığı öğrenildi. Yanıt veren hemşirelerden 31’i (%68,9) hastanelerinde hemovijilans hemşiresi bulunduğunu, 39’u (%86,7) kan ve kan ürünleri kullanımı hakkında hizmet içi eğitim aldığını bildirmiştir. Çalışmaya katılan hemşirelerin en çok yanlış cevap verdikleri sorular kan ürünlerinin saklanma süreleri ile ilgili olanlardı. “Kan merkezinden getirtilen kan ürünü transfüze edilmedi ise en uzun ne kadar süre buzdolabında saklanabilir?” sorusuna %40, “Taze donmuş plazma eritildikten sonra hangi koşullarda ne kadar süre saklanır?” sorusuna %33,3 ve “Trombosit süspansiyonunun saklama koşulları nelerdir?” sorusuna %20 oranında doğru cevap verildi. Tüm hemşireler “Transfüzyon sırasında reaksiyon olursa transfüzyonu durdururum” doğru cevabını verdiler.
Yöntemler:
Çocuk acil ve çocuk yoğun bakım hemşirelerinin kan ve kan ürünleri transfüzyonu konusunda bilgi düzeylerinin belirlenmesi amacıyla oluşturulan anket formunun internet erişimli link üzerinden doldurulması ile veriler toplanmıştır.
Giriş:
Hemovijilans; kan ve kan bileşenlerinin elde edilmesinden başlayarak son alıcıların takibine kadar bütün transfüzyon basamaklarını kapsayan, kan ürünlerinin kullanımı sonucu oluşan beklenmeyen ve istenmeyen etkiler hakkında bilgi toplanması ve değerlendirilmesini sağlayan, bunların oluşumunu ve tekrarlamasını önlenmeyi hedefleyen izleme prosedürüdür. Ülkemizde de 2016 yılından itibaren ulusal hemovijilans sistemi uygulaması başlatılmıştır.