ÖZET
Amaç:
Trafik kazalarına bağlı ölüm ve yaralanmalardan çocuklarımızı korumanın en önemli yolu araç içi güvenlik önlemleri almaktır. Bu çalışmada çocuk acil servisine başvuran ailelerin çocuk oto güvenlik koltuğu ve emniyet kemeri kullanımını Adıyaman iline özgü değerlendirmeyi amaçladık.
Yöntemler:
Çocuk acil servisine başvuran 200 hastanın ebeveynine çocuk oto güvenlik koltuğu ve emniyet kemeri kullanımı ile ilgili anket formu uygulandı. Uygulanan ankette çocuk oto güvenlik koltuğu olanlar grup 1, olmayanlar grup 2 olarak ayrıldı.
Bulgular:
Çalışma anketini verdiğimiz 200 hastanın 102’si (%51) çalışmaya dahil edildi. Grup 1’de 38 (%37,3) ve grup 2’de 64 (%62,7) hastanın olduğu görüldü. Grup 1’de ve grup 2’de formu dolduran ebeveynlerin (anne veya baba) yaş ortalamaları sırası ile 30,2±6 ve 35,6±7,8 idi (p<0,001). Ailedeki çocuk sayısı arttıkça (r=0,381 ve p<0,001), taşıtla yapılan seyahatlerde emniyet kemeri kullanım alışkanlığı arttıkça (r=0,286 ve p<0,001), çocuk oto güvenlik koltuğu kullanımının yasal zorunluluk olduğunu bilme oranı arttıkça (r=0,342 ve p<0,001) çocuk oto güvenlik koltuğuna sahip olma oranı yükselmektedir.
Sonuç:
Çocuk oto güvenlik koltuğu ve emniyet kemeri kullanımı bir tercihten ziyade zorunluluktur. Çocuk oto güvenlik koltuğu sahip olma oranının çalışmamıza dahil ettiğimiz olgularda oldukça düşük saptanması ailelerin çocuklarının güvenliği ile ilgili yeterli düzeyde bilgiye sahip olmamasına bağlandı. Bu konuda sağlık çalışanları tarafından yapılacak aile eğitimlerinin bu oranları artırmada en etkili faktör olacağı kanısındayız. Ayrıca çocuk oto koltuğu veya bunun gibi güvenlikle ilgili konularda vergilerin azaltılması kullanım sıklığının artışına katkılar sunabilir.
Giriş
Trafik kazalarından çocukları korumak için son 30 yılda büyük ilerleme kaydedildi. Ancak trafik kazalarına bağlı ölümleri ya da yaralanmaları istenilen seviyede azaltmayı başarmış değiliz. Ülkemiz ekonomik olarak benzer ülkelerle karşılaştırıldığında trafik kazalarına bağlı çocuk ölümlerinde halen ilk sıralarda yer almaktadır.1 Trafik kazaları değerlendirilirken araç içi trafik kazaları ile araç dışı tafik kazalarını birbirinden ayırmak gerekir. Koruyucu önlemlerin alınması ile araç içi trafik kazalarında ölüm ve yaralanmalar azalacaktır. Bu nedenle çocuk oto güvenli koltuğu (ÇOGK) kullanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na istinaden çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliği ile 2010 yılından itibaren zorunlu duruma gelmiştir.2,3 Yapılan bir çok çalışmada motorlu taşıtlar ile seyahat eden çocukların ön koltukta değil de arka koltukta oturduğunda, yaşa uygun ÇOGK kullanıldığında, emniyet kemeri takılı olduğu zaman; kazalarda yaralanma ve ölme ihtimalleri azalmaktadır.4,5
Bu çalışmada çocuk acil servisine herhangi bir nedenle başvuran ailelerde ÇOGK ve emniyet kemeri kullanımı sıklığının saptanması ve ailelerin ÇOGK ve emniyet kemeri kullanımını etkileyen faktörlerin irdelenmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem
Adıyaman Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Acil Servisi’ne 01.05.2016-01.06.2016 tarihleri arasında herhangi bir nedenle başvuran hastalardan çalışmaya katılmaya onay vererek araştırmacılar tarafından oluşturulmuş 13 sorudan oluşan anketi dolduran 102 hasta çalışmaya dahil edildi. Anket doldurmak istemeyen, çalışmaya onam vermeyen hastalar ise çalışmaya alınmadı. Yüzyüze uygulanan ankette; formu dolduran kişinin hastaya yakınlık durumu (anne ve baba), anketi dolduranın kişinin yaşı ve eğitim durumu, mesleği, ailedeki çocuk sayısı, hastanemize başvuran hastanın yaşı, ÇOGK kullanmanın yasal zorunluluk olduğunu bilip bilmediği, kendi otomobili olan katılımcının ÇOGK olup olmadığı, otomobili olanlarda eğer ÇOGK yoksa nedeni, ÇOGK olanlarda aktif kullanıp kullanmadığı, ÇOGK aktif kullanmıyorsa nedeni, ÇOGK kullanırken emniyet kemeri kullanıp kullanmadığı, ÇOGK kullanmasa da herhangi bir taşıt ile seyahatte çocukları ve/veya kendisi için emniyet kemeri takıp takmadığı sorgulandı. ÇOGK olanlar grup 1; ÇOGK olmayanlar grup 2 olarak adlandırıldı. Çalışma için Adıyaman Üniversitesi Biyomedikal Araştırmaları Etik Kurulu'ndan izin alındı (izin no: 2016/2-12). Çalışmaya katılan katılımcılardan yazılı izin alındı.
İstatistiksel Analiz
Çalışmada elde edilen veriler SPSS (IBM, version 21.0, Chicago, IL) paket proğramı ile değerlendirildi. İstatistiksel değerlendirmede tanımlayıcı istatistikler yanında nonparametrik verilerin değerlendirilmesinde ki-kare testi, Fisher’s Exact testi, normal dağılım gösteren parametrik verilerin değerlendirilmesinde Student-t testi ve normal dağılımın sağlanamadığı koşullarda ise Mann-Whitney U testi kullanıldı. Korelasyon açısından değerlendirmelerde parametrik verilerde Pearson korelasyon testi ve non-parametrik verilerde Spearman Korelasyon testi kullanıldı. İstatistiksel olarak anlamlılık için p<0,05 kabul edildi.
Bulgular
Çalışmaya 102 hasta dahil edildi. Çalışmaya dahil edilen hastalar; “ÇOGK’niz var mı?” sorusuna evet cevabı verenler grup 1 [38 (%37,3)], hayır cevabı verenler grup 2 [64 (%62,7)] olarak iki gruba ayrıldı. Tablo 1’de anketten elde edilen verilerin genel değerlendirilmesi paylaşıldı. Tablo 2’de ise ÇOGK ile ilgili verilerin değerlendirilmesi paylaşıldı. Çalışmaya dahil edilen hastaların formu dolduran ebeveynleri ile ilgili değerlendirilme yapıdığında; formu dolduranların %60,8’i anne ve %39,2’si baba idi, ebeveynlerin yaş ortalaması da (grup 1 + grup 2) 33,6±7,6 (21-52) idi. Grup 1’de ve grup 2’de formu dolduran ebeveynlerin yaş ortalamaları sırası ile 30,2±6 ve 35,6±7,8 idi (p<0,001). Grup 1 ve grup 2’de muayene edilen çocukların yaş ortalamaları sırası ile 29,8±23,9 ve 41,1±40,5 idi (p=0,5).
Anketten elde edilen veriler ışığında korelasyon değerlendirmesi yapıldığında; ailedeki çocuk sayısı arttıkça (r=0,381 ve p<0,001), taşıtla yapılan seyahatlerde emniyet kemeri kullanım alışkanlığı arttıkça (r=0,286 ve p<0,001), ÇOGK kullanımının yasal zorunluluk olduğunu bilme oranı arttıkça (r=0,342 ve p<0,001) ÇOGK’ye sahip olma oranı yükselmektedir.
Tartışma
ÇOGK ve emniyet kemeri kullanımı çocuklarımızı herhangi bir kaza anında araç içi yaralanmalardan korumanın önemli iki aracıdır.6 Dünya Sağlık Örgütü raporuna göre gelişmiş ülkelerde koruyucu önlemlerin alınması ile mortalite ve morbidite azalmış iken gelişmekte olan ülkelerde ÇOGK ve emniyet kemeri kullanımının arttırılması için çalışmalar yapılması gerektiği vurgulanmaktadır.7 Trafik kazası olduğunda emniyet kemeri kullanıyor olmak ölüm ihtimalini 4 kat azaltmaktadır, ayrıca ÇOGK kullanımı ile yaralanma ve ölümle sonuçlanma ihtimali %35 azalmaktadır.8,9 Ebeveyn bilgilendirici çalışmaların ÇOGK ve emniyet kemeri kullanımını arttırıcı etkisi olacağı açıktır.10-12 Boyu 135 cm’den küçük olanlar ve ağırlığı 35 kg’den hafif olan çocuklar için ÇOGK kullanarak seyahat etmek zorunludur ayrıca taksi, dolmuş, kamyon ve kamyonet ile seyahatlerde emniyet kemeri kullanımı zorunludur.3,10
Ülkemizde yapılan çalışmalarda ÇOGK kullanımına sahip olma oranı Kürtüncü ve Demirbag’ın10 çalışmasında (Zonguldak) %86, Arıkan ve Bekar’ın13 çalışmasında (Erzincan) %67,9, Çöl ve ark.’nın1 çalışmasında (İstanbul) %80,8 olarak oldukça yüksek bildirilmesine rağmen Carman ve Palancı’nın6 çalışmasında (Kars) %13,5, Biçer ve ark.’nın14 çalışmasında (Ankara) %16,8, bizim çalışmamızda ise bu oran %37,3 olarak bulundu. İller arasında ÇOGK’ye sahip olma oranları oldukça değişkenlik göstermektedir. Her ilin kendine ait verilerini toplaması ve değerlendirdikten sonra ÇOGK’ye sahip olma oranlarını arttırma ile ilgili çalışma yapması doğru olacaktır.
Uygulanan ankette ebeveynlerin ÇOGK kullanımının zorunlu olduğunu bilip bilmedikleri değerlendirildi. Grup 1’deki ebeveynlerin tamamının ÇOGK kullanımının zorunlu olduğunu bilmesi doğal bir sonuç iken grup 2’deki olguların %15,7’sinin ÇOGK kullanımının zorunlu olduğunu bilmesine rağmen ÇOGK’ye sahip olmaması şaşırtıcı bir sonuçtur. Kürtüncü ve Demirbag’ın10 çalışmasında da benzer şekilde olguların %14 ÇOGK kullanımı hakkında bilgisi olmasına rağmen ÇOGK kullanmadığını tespit edilmiştir. Bu grup ÇOGK hakkında bilgi sahibi olduğu için ÇOGK sahip olma konusunda daha ikna edilebilir görülmektedir. Ayrıca grup 1’deki olguların %21,1’inin ÇOGK’yi aktif kullanmadığı belirlenmiştir. Bu olguların neden aktif kullanmıyorsunuz sorusuna yanıtları (Tablo 2) göstermektedir ki, ÇOGK’yi aktif kullanma konusunda ebeveynelere bilgilendirme yapmak gerekmektedir. Grup 2’de ebeveynlerin ÇOGK’ye sahip olmama nedenleri incelendiğinde ilk sırayı bu soruya cevap vermeyenler oluştursa da “pahalı olduğu için alamadım” cevabının ikinci sırada olması yapılacak düzenlemeler ile ÇOGK sahip olma maddi olarak ulaşılabilir hale getirilebilir; özellikle vergi indirimi uygulanması etkili olacaktır. Ancak diğer önemli bulgumuz; ailenin aylık gelirinin ÇOGK'na sahip olma konusunda etkili olmadığıydı. Burada önemli olanın bu konuda iyi bilgilendirme olduğunu düşünüyoruz. Özellikle; “ÇOGK’nin gerekli olduğu konusunda bilgisizim, bence gereksiz ve arabamın ÇOGK için uyumlu olduğu konusunda bilgim yok” cevabını veren %42,1 ebeveynin bilgilendirme konusunda hedeflenmesi gerekmektedir.
Kürtüncü ve Demirbag10 ile Arıkan ve Bekar’ın13 çalışmalarında bizim bulgularımızın aksine anne ve baba eğitim seviyesi arttıkça ÇOGK kullanımının arttığı kanıtlanmıştır. Çalışmamızda anket formunu dolduran ebeveynlerin eğitim durumlarının ÇOGK’ye sahip olma açısından bir fark yaratmadığını göstermektedir. Ancak burada çalışmamızın planlamasında anket formunu dolduran ebeveyne ait bilgiler elde edildiği için formu dolduran anne ise babanın da eğitim durumu, formu dolduran baba ise annenin de eğitim durumunu sorgulamamız daha sağlıklı sonuç verebilirdi.
Korelasyon testleri ile inceleme yapıldığında ailedeki çocuk sayısının artması ile ÇOGK’ye sahip olunması oranı artmakta iken diğer çalışmalarda ailede çocuk sayısının artması ile ÇOGK sahip olma arasında ters orantı bulunmaktadır.10 Burada bizim çalışmamızda çocuk sayılarının gruplandırılmadan incelenmesinin bu sonucu ortaya koyduğunu düşünüyoruz. Nitekim çalışmada elde edilen veriler (Tablo 1) çocuk sayısının daha çok 1, 2 ve 3 olduğunu göstermektedir. Bir diğer korelasyon testi sonucu ebeveyn yaşında artış ile ÇOGK sahip olunması artmaktadır (r=0,364 ve p<0,001). Sonuç olarak ÇOGK hakkında bilgilendirme yapılması hedeflenen kitlemiz genç ebeveynler olmalıdır.
Dünyada ilk emniyet kemeri kullanımı 1950’li yıllarda olsa da asıl ilerleme Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 1966 yılında karayolu trafiği ve motorlu araçlar güvenlik yasasından sonra sağlanmıştır.15 İlk 14 yaşta, motorlu taşıt kazaları, araç içi yaralanma ve ölümlerin önlenebilir kısmını oluşturmaktadır. Araç içi güvenlik önlemlerinin kullanımı ile çocukluk çağı araç için yaralanmalarının %70 oranında azalacağını gösteren yayınlar mevcuttur.16 Carman ve Palancı’nın6 çalışmasında emniyet kemerini şehir içi seyahatte kullanım %38,4 iken, şehirler arası yolda emniyet kemeri kullanımı %87,6’ya yükseldiğini göstermektedir. Kürtüncü ve Demirbag10 çalışmasında ÇOGK kullanırken emniyet kemeri her zaman kullanırım diyenlerin oranı çalışmaya katılanların %43,1 olması, ebeveynlerin ÇOGK kullanırken emniyet kemeri kullanımını ihmal ettiğini göstermektedir. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 1999 yılında yaptığı çalışmada emniyet kemerinin kullanımı şehir içi yollarda kullanımı %21 olarak bulunmuştur.17 Bektas ve Hınıs’ın17 çalışmasında emniyet kemeri kullanımı şehir içi yollarda %20, şehirler arası yolda %59 olduğunu ortaya koymuştur. Benzer veriler incelendiğinde emniyet kemeri kullanımın İngiltere’de %90, ABD’de %80 olduğu görülmektedir. Çalışmamıza katılan ebeveynlerin emniyet kemeri kullanım sıklığı %63,7 olarak bulundu. Önemli bir sonuç da; ÇOGK kullanırken çocuğuna aracın emniyet kemerini ya da ÇOGK’nin emniyet kemerini takan ebveynlerin sıklığının %52,6’ya düşmesidir. ÇOGK sahip ebeveynlerin sahip olmayanlara göre çocukları için güvenlik önlemi alma konusunda daha istekli ve bilgili olduğunu düşünürsek, grup 1’deki olgularında emniyet kemeri kullanımı konusunda eğitime ihtiyacı olduğu görülmektedir.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Çalışmamızdaki en önemli kısıtlılıklarımız başta çalışmaya alınan ebeveynlerin çocuklarının yaş gruplarının belirtilmemiş olmasıdır. Bunun dışında sadece ebeveynlerden anketi doldurana ait verilerin elde edilmiş olası, çalışmamızın bir anket çalışması olması, çalışma süresinin yeterince uzun olmaması ve katılımın az olması diğer kısıtlılıklar olarak değerlendirilebilir.
Sonuç
ÇOGK ve emniyet kemeri kullanımı bir tercihten ziyade zorunluluktur. ÇOGK sahip olma oranının çalışmamıza dahil ettiğimiz olgularda oldukça düşük saptanması ailelerin çocuklarının güvenliği ile ilgili yeterli düzeyde bilgiye sahip olmamasına bağlandı. Bu konuda sağlık çalışanaları tarafından yapılacak aile eğitimlerinin bu oranları arttırmada en etkili faktör olacağı kanısındayız. Ayrıca çocuk oto koltuğu veya bunun gibi güvenlikle ilgili konularda vergilerin azaltılması kullanım sıklığının artışına katkılar sunabilir.
Etik
Etik Kurul Onayı: Adıyaman Üniversitesi Biyomedikal Araştırmalar Etik Kurulu (onay no: 2016/2-12).
Hasta Onayı: Alınmıştır.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Cerrahi ve Medikal Uygulama: İ.H.B., Konsept: İ.H.B., H.A., M.T., Dizayn: İ.H.B., M.T., Veri Toplama veya İşleme: S.B., M.G., Analiz veya Yorumlama: İ.H.B., H.A., M.T., Literatür Arama: H.A., S.B., M.G., Yazan: İ.H.B., S.B., M.G.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.