ÖZET
Giriş:
Savaşlar çok sayıda insanı etkileyebilen ve telafisi mümkün olmayan felaketlerdir. Yaralanma ve ölümler savaşların doğrudan etkisi olarak sayılmakta ve savaş bölgelerine yakın yerlerde bu etkiler daha fazla hissedilmektedir. Göç savaşın kaçınılmaz sonudur ve özellikle de kadınlar ve 18 yaş altı çocuklar savaşın en mağdurlarındandır. Çalışmamız, 18 yaş altı Suriyeli mültecilerin Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne, başvuru nedenleri ve epidemiyolojik özelliklerini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır.
Sonuç:
Suriye uyruklu hastaların acil servise çatışma bölgelerinden sevkinin en büyük kanıtı ateşli silah yaralanma tanısı ile gelmeleridir. Suriye’de çatışma ortamının halen sürdüğü varsayıldığında, sınır bölgesine yakın diğer üçüncü basamak hastanelerde Suriyeli olmayan hasta grubunun da dahil edildiği farklı çalışmalarla daha objektif sonuçlara varılabileceği düşünülmektedir.
Bulgular:
Çalışmaya toplam 1038 hasta dahil edildi. Olguların 710’u (%68,4) erkek, 328’i (%31,6) kız olarak saptandı. Çalışmaya alınan hastaların ortalama yaşı 10,3±5,2 olarak belirlendi. Hasta başvurularının yıllara göre dağılımına bakıldığında en fazla %31,7 ile 2015 yılında olduğu saptandı. Olguların 552’si (%53,2) ayaktan tedavi edildiği ve diğer hastaların ise gerekli yataklı servise yatırıldığı belirlendi. Yataklı servise devredilen hastaların yatış sürelerinin ortancası 7 gün (1-163 gün) idi. Uluslararası İstatistiksel Sınıflaması-10-versiyon 2016’ya göre en yaygın kabul tanısı Y24, ateşli silahla yaralanma diğer tanımlanmamış, (n=568, %54,7) olduğu saptandı.
Yöntemler:
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Acil Kliniği’ne 01.07.2012-01.05.2016 tarihleri arasında başvuran 18 yaş altı Suriye uyruklu hastaların acil servis verileri kullanılarak yapılmıştır. Tanımlayıcı bu çalışmada hastaların demografik verileri ve klinik bilgileri geriye dönük olarak incelenmiştir.
Giriş
Savaşlar çok sayıda insanı etkileyebilen ve telafisi mümkün olmayan felaketlerdir. Yaralanma ve ölümler savaşların doğrudan etkisi olarak sayılmakta ve savaş bölgelerine yakın yerlerde bu etkiler daha fazla hissedilmektedir. Savaş bölgesinden kaçarak zorunlu göç etmek durumunda kalan sivil halk ise barınma, beslenme, sağlık ve hijyen gibi birçok sorun ile karşı karşıya kalmaktadır.1,2
2011 yılında başlayan Suriye iç savaşının etkisiyle milyonlarca Suriyeli evlerini terk etmiş ve başka ülkelere sığınmıştır.3,4 Türkiye ise bu mültecileri kabul eden ülkeler arasında önde gelmekte5,6 ve Türkiye’ye gelen Suriyeli mülteci sayısı her geçen gün artmaktadır.2 BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Temmuz 2017 verilerine göre Türkiye’de bulunan kayıtlı Suriyeli mülteci sayısı 3.079.914 kişidir.7 İçişleri Bakanlığı, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün hazırladığı 2016 Türkiye göç raporuna göre Suriyeli yabancıların yaşlara göre dağılımları incelendiğinde 18 yaş altı grubun %47,64 oranına sahip olduğu belirtilmektedir. 2016 yılı sonu itibariyle kayıt altına alınan Suriyeli nüfusun illere göre dağılımları incelendiğinde, Hatay ili İstanbul ve Şanlıurfa’dan sonra üçüncü sırada yer almaktadır.8 Hatay, Suriye savaşından etkilenerek savaşın ilk yıllarından itibaren mültecilere sağlık ve sosyal hizmet veren bir il konumuna gelmiştir. Krizin ekonomik ve toplumsal etkilerinin yanı sıra insani boyutu da Hatay’da yoğun olarak hissedilmektedir.9
Çalışmamız, Temmuz 2012 ve Mayıs 2016 tarihlerinde 18 yaş altı Suriyeli mültecilerin Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Acil Servisi’ne, başvuru nedenleri ve epidemiyolojik özelliklerini ortaya koymak amacıyla yapıldı.
Gereç ve Yöntem
Araştırmamız Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Acil Kliniği’ne başvuran 18 yaş altı Suriyeli uyruklu hastaların acil servis verileri kullanılarak yapıldı. Çalışmaya 01.07.2012-01.05.2016 tarihleri arasında başvuran bütün 18 yaş altı Suriyeli hastalar dahil edildi. Çalışmamız Suriye sınırında bulunan ve çok sayıda Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapan Hatay ilinde yapıldı. Krizin ilk yıllarından bu yana sınır içinden ve dışından gelen Suriyeli hastaların tedavilerinin yapıldığı, Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi, Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi bilgi işletim sistemi kullanılarak 1038 hasta belirlendi. Tanımlayıcı bu çalışmada hastane verileri geriye dönük olarak tarandı. Hastaların demografik verileri (yaş, cinsiyet) ve klinik bilgileri (hastaların kabul tanıları, izlem ve tedavi yerleri, hastanede kalış süreleri, başvuru yıl ve ay dağılımları) geriye dönük olarak belirlendi. Hastaların kabul tanıları, Hastalıkların ve Sağlıkla İlgili Sorunların Uluslararası İstatistiksel Sınıflaması’na (ICD-10-versiyon 2016) göre gruplandırıldı. Bu çalışma için Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan (toplantı tarihi: 05.10.2017, karar no: 2017/142) izin alınmıştır. Çalışma geriye dönük yapılmış olması nedeni ile onamı alınamamıştır.
İstatistiksel Analiz
Bu araştırmadan elde edilen veriler SPSS for Windows 22.0 (Statistical Package for Social Sciences) bilgisayar programına aktarıldı ve gerekli analizler bu programda yapıldı. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metotları kullanılmış olup hastane yatış süreleri normal dağılım göstermediğinden ortanca (en düşük-en yüksek) hesaplanmıştır. Nitelik belirten veriler sayı ve yüzde olarak sunuldu. Bütün testler sosyal bilimlerde tercih edilen p<0,05 anlam düzeyinde ve %95’lik güven aralığında gerçekleştirildi.
Bulgular
Çalışma tarihlerinde, acil servise 18 yaş altı 1038 Suriyeli uyruklu hasta başvurdu. Hastaların cinsiyet dağılımlarına bakıldığında, 710’u (%68,4) erkek, 328’i (%31,6) kızdı. Çalışmaya alınan hastaların ortalama yaşı 10,3±5,2 olarak belirlendi. Hastaların başvuru zamanlarının yıllara göre dağılımına bakıldığında %31,7 ile en fazla 2015 yılında başvuru oldu (Şekil 1).
Çalışma tarihlerinde acil servise toplamda 1038 hasta başvurmuş olup, bunlardan 552’si (%53,2) ayaktan tedavi edildi. Diğer hastalar ise gerekli yataklı servislere yatırıldı. Hastaların 122’si (%11,7) beyin cerrahi servisi, 118’i (%11,3) ortopedi servisi, 77’si (%7,5) yoğun bakım ve 67’si (%6,5) ise genel cerrahi servisinde tedavi edildi (Tablo 1). Yataklı servise devredilen hastaların yatış sürelerinin ortancası 7 gün (1-163 gün) idi.
Çalışmaya alınan olguların tanı kodları ICD-10-versiyon 2016’ya göre sınıflandırıldığında, en yaygın kabul tanılarının V00-Y99, dışsal morbidite ve mortalite nedenleri (n=890, %85,7) başlığı altında, toplandığı belirlendi. Olguların tanı kodları sınıflandırılmadan incelendiğinde ise en yaygın kabul tanısının Y24, ateşli silahla yaralanma ve diğer tanımlanmamış, (n=568, %54,7) olarak saptandı (Tablo 2).
Tartışma
Suriye’de 2011 yılında krizinin başlamasıyla meydana gelen çatışma ortamları ülkeyi iç savaşa doğru sürüklemiştir. Temel gereksinim ve güvenliğini karşılayamayan ve normal yaşamına devam edemeyen halk çareyi ülkeyi terk etmekte bulmuştur. Bu durum Türkiye’yi de etkilemiş ve Türkiye’ye gelen Suriyeli sayısı artmış ve her geçen gün artmaktadır.10
Yapılan bir çalışmada Ocak 2016-Ağustos 2017 tarihleri arasında yatarak tedavi gören 0-18 yaş arası Suriyeli mülteci sayısının 2017 yılında bir önceki yıla göre arttığı belirlenmiştir.11 Bizim çalışmamızda da hasta başvurularının yıllara göre dağılımı incelendiğinde benzer şekilde artış gözlemlenmektedir. Ancak 2016 yılında sadece dört aylık veriler incelendiğinden, bir önceki yıla göre kıyaslama yapılamamıştır. Hasta başvurularında yaşanan bu artışın nedeninin ülkemizde artan mülteci sayısından kaynaklandığı düşünülmektedir. Yapılan çalışmalarda çocuk acil servisine Suriyeli hastaların 2014 yılı başvuruları incelenmiştir.1,2 Çalışmamızda Suriyeli çocuk hastaların aynı yıl acil servis başvurularının daha fazla olduğu saptanmıştır. Bu durum ise hastanemizin Suriye’ye yakınlığı ve sınır ilinde bulunuyor olması ile açıklanabilir.
Güngör ve ark.11 çocuk hastanesinde yatarak tedavi gören Suriyeli mültecilerin yoğunluğunu belirlemek amacıyla yaptıkları çalışmada, hasta tanı kodlarını ICD-10-versiyon 2016’ya göre sınıflandırmışlardır. Çalışmada en yaygın tanıların, R00-R99 (%22,63) başlığı altında toplanarak; bulgular, belirtiler ve anormal klinik ve laboratuvar bulguları, başka yerde sınıflandırılmamış olduğu belirlenmiştir.11 Bizim çalışmamızda olguların tanı kodları sınıflandırıldığında ise farklı olarak, en yaygın kabul tanılarının V00-Y99, dışsal morbidite ve mortalite nedenleri (n=890, %85,7) başlığı altında, toplandığı belirlenmiştir.
Genel olarak Suriyeli mültecilerde yaygın görülen sağlık sorunları solunum sistemi hastalıkları, gastroenterit, enfeksiyon ve travma olarak belirtilmektedir.12,13 Bucak ve ark.14 çocuk kliniğine başvuran Suriyeli mülteci çocuklar üzerine yaptıkları geriye dönük çalışmada, akut enfeksiyöz hastalıkların sık görüldüğü belirtilmektedir. Benzer bir çalışmada ise mülteci çocuklar arasında solunum yolu enfeksiyonları ve gastroenterit oranı yüksek bulunmuştur.11 Çocuk hastanesi acil servisine başvuran Suriyeli mülteciler üzerine yapılan başka bir çalışmada en yaygın tanılarının solunum sistemi hastalıkları, gastroenterit ve deri enfeksiyonları olduğu saptanmıştır.1 Yine acil serviste yapılan benzer bir çalışmada Suriyeli mültecilerin en yaygın tanılarının solunum sistemi hastalıkları, gastroenterit, travma ve idrar yolu enfeksiyonları olduğu saptanmıştır.2 Bizim çalışmamızda ise Suriyeli mülteci çocukların literatürden farklı olarak, yaygın şekilde aldıkları kabul tanısının ateşli silahla yaralanma (n=568, %54,7) olduğu belirlenmiştir. Ateşli silahla yaralanma olgularının sık görülmesinin, çalışmanın yapıldığı hastanenin Suriye sınır ilinde bulunan üçüncü basamak bir hastane olması ve direkt çatışma bölgelerinden hastaların getirilmesinin neden olduğu düşünülmektedir.
Suriyeli mültecilerinin özelliklede sınır illerinde acil servisleri yoğun bir şekilde kullandıkları belirtilmektedir.15 Ankara’da acil servise başvuran Suriyeli mülteci çocukların tedavi yerleri incelenmiş, olguların %62,2’sinin ayaktan tedavi edildiği ve yataklı servislere yatırılan hastaların ortalama yatış sürelerinin 13,1 (1-123 gün) olduğu belirlenmiştir.1 Bizim çalışmamızda da benzer şekilde olguların %53,2’si ayaktan tedavi edilmiştir. Yataklı servise devredilen hastaların yatış sürelerinin ortancası 7 (1-163 gün) olarak bulunmuştur.
Çalışmanın Kısıtlılıkları
Bu çalışmanın kısıtlılıkları geriye dönük çalışma olması ve tek merkez ile sınırlı tutulmasıdır.
Sonuç
Çalışma grubundaki hastaların yarısından fazlasının ateşli silah yaralanmasına maruz kalması çarpıcı bir sonuç olmakla birlikte Suriye’de yaşanan insanlık dramını da net bir şekilde ortaya koymaktadır. Çalışmamız savaş ortamına yakın sayılabilecek bir üçüncü basamak hastanede Suriyeli mülteci çocuklar üzerine yapılmıştır. Suriye’de çatışma ortamının halen sürdüğü varsayıldığında, sınır bölgesine yakın diğer üçüncü basamak hastanelerde Suriyeli olmayan hasta grubunun da dahil edildiği farklı çalışmalarla daha objektif sonuçlara varılabileceği düşünülmektedir.
Etik
Etik Kurul Onayı: Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Tayfur Ata Sökmen Tıp Fakültesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan (toplantı tarihi: 05.10.2017, karar no: 2017/142) izin alınmıştır.
Hasta Onayı: Çalışma geriye dönük yapılmış olması nedeni ile onamı alınamamıştır.
Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu içinde ve dışında olan kişiler tarafından değerlendirilmiştir.
Yazarlık Katkıları
Verilerin Toplanması: A.K., E.A., G.U., Analiz ve Yorumlama: E.A., A.K., G.U., Literatür Taraması: G.U., E. A., A.K., Yazan: E.A.
Çıkar Çatışması: Yazarlar tarafından çıkar çatışması bildirilmemiştir.
Finansal Destek: Yazarlar tarafından finansal destek almadıkları bildirilmiştir.